Dans ettirmenin yaşı yok…4 yaşında bir çocuk 84 yaşında yürümekte zorlanan dedesine dans ettirebilir mi demeyin çünkü Mavi Saçlı Çinli Kız nerdeyse Halay bile çekecekti beraber 🙂 ! Çok sevdiğim arkadaşımın babası Mehmet Amca – ki kendisini çok sevdiğimizden artık bizim de dedemiz oldu – ile olan hikayemizi bir süredir yazmak istiyordum. Mehmet Dedemiz geçen haftasonu akciğerlerindeki enfeksiyon nedeniyle hastaneye yatınca bizi biraz korkutsa da 4. günün sonunda iyileşerek evine döndü ve çoook mutlu olduk. Bu anımızı onun için yazıyorum ve tabi ki Mavi Saçlı Çinli Kız için 🙂

Hep bahsediyorum bizim hayata atılma yaşımız 3-4 yaş civarı…Yılbaşlarinda da hep evdeydik ve yalnızdık doğal olarak ilk yıllarında. Ben böyle günlerde kalabalık olmayı severim, o yüzden ilk yıllarda biraz buruktum doğrusu. Öte yandan böyle özel günlerde evde olabilmek de ne büyük lükstür, bunu da unutmam çünkü hastanede olan çocuklar aklıma gelir, üzülürüm ama sonrasında da onların iyileşip evlerine gidiş anını hayal eder, mutlu olurum 🙂 .

 Ne mutlu ki bize 2013 yılının son gününü kalabalik bir arkadaş grubumuzla ve tabi ki Mehmet Dedemizle geçirdik, hayatımda en çok eğlendiğim yılbaşlarından biriydi çünkü Mavi Saçlı Çinli Kız hemen hemen hiç durmadan dans etti ve o akşam aslında insanlari eğlendirmek ve mutlu etmek icin dünyaya geldiğini ilk kez farkettim.

Akşam 20:00 gibi sevgili dostlarımızın daveti üzerine evlerine gittik, ben Mavi Saçlı Çinli Kız için bir iki saat oturur sonra uyur diye düşünürken gece neredeyse 1:30 a kadar sadece kendisi değil hepimizi dans ettirdi!

 Dedemizle olan olayımız ise şöyle gerçekleşti :

Güzel müzik eşliğinde evdeki davetlilerin kimisi dans ediyor, kimisi sohbet ediyorken, Mehmet Dede köşede sallanan koltuğunda etrafını izliyordu. Bizim Mavi Saçlı Çinli Kız da kendinden yaklaşık 5-6 yaş büyük ablalarına animatörler misali değişik dans figürleri gösterip onların da yapması için ısrar ediyordu, bizler de onlara bakıp bir taraftan gülüyor, bir taraftan da bu kadar zıplama hareketlerini ne kolay yapıyorlar diye düşünüyorduk. O sıra Mehmet Dede kimbilir ne düşünüyordu. Mavi Saçlı Çinli Kız ara ara Mehmet Dedenin etrafında dolaşıp dönse de dansına devam ediyordu. Sonra bir anda ne düşündüyse veya ne dikkatini çektiyse (zira böyle ani hareketleri pek çoktur!), zıplarken birden döndü ve Mehmet Dede’nin koltuğuna doğru yürüyüverdi ve elini uzattı: “Dede kalk, hadi kalk, dans edelim!”.

Mehmet Dede hafifçe gülümsedi, başını okşadı, tabi isterdim ama benim kalkmam bile zor dercesine baktı sanki (ya da ben öyle anladım!). Bizim Mavi Saçlı Çinli Kız durur mu, ısrarcıdır, asla pes etmez! Mehmet Dede’nin elinden ve kolundan tekrar çekiştirdi, bağıra bağıra:”Hadi Dede hadiiiii!”. Adamcağızı öyle çekiştiriyordu ki ! Herkes hala gülümserken birden Mehmet Dede’nin kalkmaya çalışan halini gördük, “Aaaaaa…kalkıyor cidden!” diye kekelerken biz, baktık ki Mavi Saçlı Çinli Kız, Mehmet Dede’yi zar zor da olsa koltuğundan tek başına kaldırıyor sanki ! Tabi hemen yakınındakiler de yardım ettiler birazcık 🙂

 Güzel ve yüksek sesli müziğin eşliğinde Mehmet Dede oturduğu yerden bize eşlik etme nezaketini gösterirken, birden Mavi Saçlı Çinli Kız’la dans etmeye başladı…Hepimiz çoook mutlu olduk. Ayrıca kendisine kızımı kırmayıp dans ettiği için herzaman müteşekkir olmuşumdur. Hikayemizde Mehmet Dedemiz olur da sevgili eşi Anneannemiz olmaz mı ? Semra Teyzemiz (Sevgili Anneannemiz oluyor doğal olarakJ) de çok mutlu oldu ve hepberaber yaklaşık 10-15 dakika keyifle salonun ortasında dans ettik. Mehmet Dede dans ederken, Mavi Saçlı Çinli Kız’ı elinden tutarak döndürüyordu, hatta yazımın başında yazdım ya, neredeyse halay dahi çekecektik.

 Hani kendimizi kaptırır ve etrafımızdaki büyüklerimizi görmezden geliriz ya bazen, onların hislerini unuturuz…Aslında insan, hiçbir zaman içindeki enerjisini, hislerini, kıpırtılarını, renklerini kaybetmiyor. Mavi Saçlı Çinli Kız da bana ve etrafındakilere bunu canlı örneklerle öğretiyor. Herkesi heyecanına, enerjisine dahil edebiliyor, onların içindeki güzel kıpırtıları açığa çıkartabiliyor, aynen Mehmet Dedemizi dans ettirip hepimize güzel bir an yaşatması gibi..

Yeniden bu tabloyu Mavi Saçlı Çinli Kız sayesinde görebileceğimi biliyorum ve bu sahneyi yaşamayı iple çekiyorum! 🙂

Not: Mavi Saçlı Çinli Kız’ın çok sevdiği ve bence enerjisinin büyük kısmını ondan aldığı babaannesini 2014 Kasım ayında kaybettik, sevgili Dedesini (kayınpederim) de 2016 Kasım ayında kaybettik, ikisi de nur içinde yatsınlar, Mavi Saçlı Çinli Kız’ın bugünlere gelmesinde emekleri çok büyük. Annem ve babam, yani anneannesi ve dedesiyle ne mutu ki ayrı şehirlerde olmasına rağmen sık sık görüşüyor ve onlarla olmaktan çoook büyük keyif alıyor. Onlarla olan maceraları da ilerleyen dönemlerde yazılarımda gelecek 🙂


Come On, Grandpa! Please Get Up!

There is no age limit to making someone dance. Don’t tell me that a four-year-old girl can’t make her eighty-four years old grandad dance, because my Mavi Saçlı Çinli Kız (meaning : Blue Haired Chinese Girl) did! And she even nearly made him dance the Halay! [i] 🙂

I’ve been wanting to write down this story involving the father of my close friend, Uncle Mehmet, which is now also our granddad because we love him so much. Grandpa Mehmet did scare us a little four days ago when he had to be treated in the hospital for lung infection, but now he is back home, and we are soooo happy. I’m writing this memory for him, and of course for Mavi Saçlı Çinli Kız (MSCK) 🙂

As I always say, “we” started experiencing life when she was around three or four years old…In New Year’s Eves, we were always at home and naturally, alone. I like company in such days, so it’s appropriate to say that I was a bit wry back in those days. On the other hand, I won’t ever forget that being home in such special days is such a luxury. I think about hospitalized kids in such days and get sad. But then, I imagine the moment they come back home healthy and be happy imagining the scene.

To our great joy, we spent the last day of 2013 with a large company of friends and of course, our Grandpa Mehmet. Frankly, it was one of the New Year’s Eves that I enjoyed most because MSCK was dancing nearly constantly. That night was the night I first realized that her reason for coming into this life is making everyone around her happy and entertaining them.

Around 20:00, we were invited to the house of our beloved friends. I was thinking that she would sleep within two hours, but not only did she dance until 1:30, but also made us dance too!

Here is what happened with our grandpa:

While half of the friends were dancing to good music and the other half were chatting, Grandpa Mehmet was looking around on his rocker in the corner. MSCK was showing her “friends”, whom were a good five years older than her, dance figures and insisting them to do these same figures. We were watching them with a smile on our faces and wondering how they were doing all the jumpy moves with such ease. God knows what Grandpa Mehmet was thinking. My daughter was dancing around his rocker. Something must have caught her attention when she suddenly stopped (she is famous for such sudden movement!) and walked straight towards the rocker, touched his arm and said: “Grandpa, get up! Let’s dance!”

Grandpa Mehmet smiled softly, caressed her hair and shot her a glance that said (at least for me) “I would love to, but I can’t.” Our girl, being as determined as she is (she never gives up!), pulled down on his arm and cried: “Come on, gramps, come ooon!” Oh, how she was pulling his arm! We were smiling when we noticed that he was trying to get up. She seemed to be making him stand up all by herself while we were stuttering that he was indeed getting up. People around also helped him a little 🙂

Grandpa Mehmet was now accompanying us not by sitting on his rocker, but dancing to the good and loud music with MSCK. We were all sooo happy. I am still thankful to him for not letting my daughter down and dancing with her. Would you think that our grandmother wouldn’t be around in this story? Of course not. Aunt Semra (Grandpa’s wife and naturally our grandma 🙂 ) was also very happy. We danced in the living room for a good ten or fifteen minutes. Grandpa Mehmet was making her turn around with his hand, and as I mentioned above, they were even going to dance the Halay!

There are moments when we let ourselves go with the flow and sometimes ignore the elderly among us and forget their feelings. In truth, human beings never lose their inner energy, their feelings, their motions and their colors. MSCK is teaching me and those around her this with live examples. Just as she made our Grandpa Mehmet dance and made us all enjoy those beautiful moments, she can envelop everyone with her energy and excitement, revealing their beautiful inner motions.

I believe I will witness such scenes again thanks to her and I am looking forward to doing so!

P.S:We lost the beloved paternal grandmother, from whom she takes much of her energy, of her in November 2014 and her paternal grandfather in November 2016. May they both rest in peace. Their efforts contributed a lot to where my daughter is right now. She frequently spends time with my mother and father even though they live in another city and enjoys being with them soooo much. I will write about her adventures with them in further entries 🙂 .

[i] Halay is a traditional and very popular Turkish folk dance performed by linking hands.