Bir çocuk gelişim hikayesi

….. yaşıyor mu ?

Aslında bu yazımın konusunu – pek hoş olmasa da – çocuklar için ve hatta bizim için bile bilinmeyenlerle dolu olan “ölüm” olarak seçtim. Uzun süre yazmak istemedim bu konuda…Çünkü herkesi hüzünlendiren ve hatta anıları canlandıran bir konu. Ama Mavi Saçlı Çinli Kız’la benim çok gündemimizde olunca yazmadan edemedim. Özellikle insanların ne kadar yıl yaşadıkları, neden öldükleri gibi konuları çok merak ediyor, sorguluyor. Belki de doğru olan budur, kim bilir?

Geçen gün bana “Anne, sen kaç yaşına kadar yaşayacaksın?” diye sordu. Benim için beklenmedik bir soruydu ama bir çok merakının da nedenini sanki anlamış oldum. Evet ölüm konusunda hep derler ya, biz bile bu yaşımızda anlayamazken çocuklar nasıl anlasın? İnsanlar öldüklerinde, çocuklar için birdenbire yok oluyorlar..Nereye gidiyorlar acaba? Toprağa mı? Gökyüzüne mi? Cennete mi? Belki onlar için tek anlamı “yok olmak”…Peki neden, nasıl ? gibi sorular ardı ardına geliyor. İlk olarak 6 yaşındayken babaannesini, ardından da 8 yaşında dedesini kaybeden Mavi Saçlı Çinli Kız onların ortadan kaybolması ardından, ilerde ben ve babası olmadan ne yapacak derdine düştü sanki..Çünkü kendini hep güvende hissetmek istiyor. Tek gayesi, nerede olursa olsun güvende miyim sorusunun yanıtını bulup, sonra da kendini rahat ve mutlu hissetmek. Tabi bir çocuğun kendini güvende hissetmesi konusunda asla uzmanlar gibi yazamam, sadece biliyorum ki çocuk kendisini güvende hissettiği zaman etrafını algılayabiliyor, duyguları öğreniyor, kendini regüle edebiliyor, bu nedenle çok önemli. Benim de tek yapabildiğim kendini güvensiz hissettiği zaman neler yapabileceğini öğretmek, mümkün olduğunca kendi başına yetebilmeyi, düşünebilmeyi, kendini rahatlatmayı öğretebilmek…Tabi bu o kadar zor bir konu ki umarım başarabilirim.

Mavi Saçlı Çinli Kız’ın ölüm konusuyla ilgili merakı ölmüş veya yaşayan müzisyenlerden tutun da, Osmanlı Padişahlarına, ünlü Türk bilim insanlarına, hatta oradan zaman makinesi yapmaya kadar gitti, onların zamanına gidip onlarla tanışmak istiyormuş…Bu sayede 1300’lü, 1500’lü yıllar, 1970’ler, 80’ler, 2000’ler gibi yılları inceleyerek, insanların yaşam stilleri, nelerle uğraştıkları, zamanla değişen kültürler, müzikler, kıyafetler gibi bir çok kültürel ve tarihi olaylara el attık 🙂 Sayesinde ben de çok kişiyi öğrendim. Ülkeleri, şehirleri, değişik kültürleri araştırdık birlikte. Bazı konuları açıklamakta çok zorlandığım da oldu ama sanırım herkesin ve her şeyin bu dünyada bir süresi olduğunu ve eninde sonunda herkesin öleceğini, toplumların, kültürlerin değişebileceğini ama bu esnada kendimizi güvende hissetmek ve hayatı güzel yaşamak için neler yapabileceğimizi anlatmaya çalıştım.

Yani böylesine can sıkıcı bir konudan, eğlenceli çalışmalar çıkması hiç ama hiç aklıma gelmezdi ! Özellikle müzisyenlerle ilgili konuşmalarımız nasıl başladı derseniz, sevdiği bir kitapla başladı. “Burcu ve Berk ile Müzik” kitabını kitapçıda ilk kendisi seçti raftan ve o günden beri sık sık okuyor, müzisyenleri öğrenmeye çalışıyor. Kitapta müziğe dair herşey mevcut..Ses, notalar, müzik türleri, müzisyenler, dünya müzikleri, enstrümanlar… Ayrıca müzisyenlerin yaşadıkları zamanlara bölünmüş detaylı bilgiler mevcut. Okumaya başladığı günden itibaren her bir müzisyeni teker teker sormaya başladı, örneğin : Aşık Veysel öldü mü ? Yaşıyor mu ? Peki Michael Jackson ? Elvis Presley ? Ahmet Adnan Saygun, Fazıl Say? Dede Efendi ? gibi devam etti liste…

Sonra akrabalar, büyük dedeler, anneanneler, babaanneler sıralandı listede…Sonunda kitaptakine benzer bir zaman çizelgesi çizdim ama bu sefer yılları yazdık ve üzerine aşağıdaki gibi hangi müzisyenin ne zaman yaşadığını yazdık. Tabi zamanları çakışanlar için yine üzerinde konuştuk, acaba birbirleriyle tanıştılar mı, bu dönemlerde diğer kültürlerde neler oldu, hangi müzikler vardı gibi.

Konu bizlerin küçüklüğüne, nasıl giyindiğimize, hangi bayramları nasıl kutladığımıza, eski fotoğraflara kadar uzadı. Okulda da geçen yıl hayat bilgisinde benzer bir konu vardı, aile büyükleriyle röportaj yaparak, küçükken hayatları nasıldı, teknoloji hangi aşamadaydı gibi sorulara cevap aramıştı, küçüklük fotoğraflarımız üzerinden konuşmuştuk.

Hala öğrendiği her sanatçıyla ilgili yaşıyor mu, öldü mü, neden öldü soruları devam ediyor, yıllar söylendiğinde o zaman yaşamların nasıl olduğuna dair konuşuyoruz, insanların yaşam biçimlerini öğrenmeye çalışıyoruz, farklı ülkeleri internet üzerinden ziyaret ediyoruz. Bu sayede hayatının, bizlerin, insanların, modanın, müziğin kısacası her şeyin nasıl değiştiğini ben de gözlemlemiş oluyorum. Mavi Saçlı Çinli Kız hayatın önemli bir gerçeği üzerine beni de konuşturmayı başardı ve onunla birlikte ben de yeni bilgiler edindim.

Eminim Mavi Saçlı Çinli Kız’ın bu soruları devam edecek…Sık sık kaybettiğimiz büyüklerimizi anacağız, bize kattıkları için onlara teşekkür edeceğiz ve de onların yolundan gitmeye çalışacağız. Bu sayede biz de, bizden sonrakilere güzel bir dünya bırakmaya çalışacağız. Seni çok seviyorum Mavi Saçlı Çinli Kız!

4 Comments

  1. Özenç Ertan Öztekin

    Sevgili Mavi Saçlı Çinli Kız, ilgilerini meraklarını yakından takip ediyorum umarım en kısa zamanda bu öğrendiklerinde ilgili yüzyüze de sohbet edebiliriz. Belki biraz daha büyüyünce ne kadar bizi bilinmezliği ile endişelendirse de hayatımıza anlam veren şeyin de ölüm olduğunu konuşuruz.

    • mavisaclicinlikiz

      Cok guzel bir yorum.. cok tesekkurler. Evet buyudukce bu konu uzerinde tekrar konusmak çok iyi olacak.. sevgiler

  2. Senem

    Çok sevdim, harika bir yazı olmuş Aysun’cum

Bir cevap yazın